Hakkımda

Fotoğrafım
İstanbul
Tesadüfen yazdığım bir bölümde okumaya başladıktan sonra hayatımın değiştiğinin farkındayım.Hala yüzme bilmiyorum ve mesleğimi sevmiyorum.Daha ilk seneden okulumu uzatmayı başardım ve bundan rahatsızlık duymuyorum.İstanbula aşığım.Fransızcayı da her zaman seksi buldum.

18 Ağustos 2011 Perşembe

O kadar mutluyum ki şimdi kusabilirim.

EVET, KUSABİLİRİM !
Bu saatte bunu yazmamın belli başları nedenleri var.
Öncelikle şunu demeliyim ki önceden yazdığım "aşk ve özlem dolu" bloglardan farklı bir blog olucak. 
Gel gelelim neler olduğuna.
İlk olarak;
Ona byess.
Uzun bir süre "aşk ve özlem" dolu şeyler yazmayacağımı ya da en azından artık aynı kişiye yazmayacağım konusunda emin olabilirsiniz.Ben eminim en azından.
Bunu farketmem uzun bir zamanımı alsada çok büyük bir bağırış çağırış ve sinir harbiyle içimden atmış bulunmaktayım.O an -nefret söylemi kesinlikle yoktur- orucumu bozup,sigaramı yakıp,ben bas bas bağırırken küfürler ederken  yanımda olan arkadaşlarım Selin,Betül ve Bahar'dan özür dilerim.
Ki onların aslında ben bu hareketler içerisindeyken benim adıma fazlasıyla sevindikleri gözlerinin içinden belli oluyordu. Üzülmeyeyim diye bu zamana kadar bana hiçbir şey söylemediklerini biliyorum,onlar aslında bu işin sonunun ne olacağını gayet iyi biliyorlardı.
Artık nefret söylemi ve kesin,net tavırlar içerisindeyken ben bunları içimde bu zamana kadar nasıl saklamışım lan oh be rahatladım! cümlesini kurduktan sonra gerçekten iyi olduğumu hissedebiliyordum.
'Beklentiler sadece üzer' evet kesinlikle üzer. Sonu belli olan ama kabul etmeyeceğiniz şeyler hakkında beklentiler içine girmeyin sakın yani girerseniz saçmalamış olursunuz yapmayın etmeyin.Neyse..
Sonuç: Mutluyum.Gerisi de önemli değil zaten.


Sonra;
Memlekete geleli tam olarak 1 ay 3 gün olmuş. Bunun ilk bir haftasını on numara sayarsak ki bir hafta bu şehre yeter de artar bile sonra ki günler için ya da ramazandan sonra geçirdiğim günler için aynı şeyleri söylemem mümkün değil.Ne yaptığım konusunda bir fikri olmayanlar için;
Bilgisayar-Sahur-Bilgisayar-Uyku-İftar-Bilgisayar-Sahur-Bilgisayar.(böyle devam ediyor işte)
Ben sıkıntıdan patlarken bunun pek kimsenin umurunda olmaması garibime gidiyor,hoş sanki napıcaklar. Ama birşeyler yapabilirler yani neden yapamasınlar. Çıkılır,gezilir,bi çay içilir,muhabbet edilir. Hiiiççç ! Yakınından bile geçmeyin tamam mi? Yani ne biliyim kim sabahın 6sında can sıkıntısından saçını maşalayıp aynanın karşısında kareoke yapar ki.Herkes evde kendi havasındayken ciddi anlamda benim yapacak hiçbir şey bulamamam fazlasıyla normal.Yani öyle avutuyorum kendimi.Buraya gelmeden önce zilyon tane plan yapmışken şuan burada bunları yazıyor olmam pek hoş olmasada olsun napalım.Ayrıca kış geldi.Valla.Sigara içerken balkon demirlerine tutunmazsam her an size bir yerlerden el sallayabilirim.Benim can sıkıntıma ortak olan "Peline,Beyzaya, Deryaya, Sedaya ve Ceydaya" (kafiyenin de gözüne vurmuşuz) çok çok teşekkür ederim. "11" sayısına karşı illet ettiren bir durumla karşı karşıya olmamızla beraber artık her ayın 11'ini kınıyoruz! Gördüğünüz çelengide 11 Eylül 2011 'de gereken yere yolluyoruz.Darraldık! (her ne kadar yanda ki fotografta Seda ve ben olmasakta bizi çağırmayı pek akıl etmeselerde can'dırlar!)
(21 mayıs 1864te ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok. Düzeltemedim orayı napayım yani).Şehrimize yeni renk katan "Saat Kulesi"nin hemen dibinde yeni açılan "Kule Park" Erzincanlının yeni mekanı olmakla beraber akşam 10da dışarda adam bulamazken gece 1e kadar burada rahatlıkla vakit geçirebilirsiniz. "Kule Park" için patron "Ferhat Karademir"e de ayrıca saygılar :)
Sonuç:Sıkıldım,11 sayısından nefret ediyorum,Kule Park'ı seviyorum, 'Pelin,Beyza,Derya,Seda,Ceyda' sizide seviyorum.

Sonra;
Zeynep Karartı'nın önderliğinde artık  "Gravat Fm" yayında! İftardan sonra yayına başlayıp sahura kadar devam edip,sahurdan sonra da güneşin doğuşuna tanıklık ediyoruz. Her gün belirli bir konu belirleyip chat bölümünden yaşananlar,itiraflar,öneriler paylaşılıp eğlenceli dakikalar geçiriyoruz.İstek şarkılarınızı da çalmayı ihmal etmiyoruz. Daha çok yeni kendi halinde olmasına rağmen 3. gününde Green Day gecesinde 70 farklı IP den dinleyiciye ulaşmış bulunmaktayız.Ayrıca radyo sayesinde tanıdığımız Bakü'lü arkadaşımız Mayki'ye de buradan sevgilerimizi iletiyoruz :)
Başta 'wayparade' olmak üzere 'plex,bendeniz jacob ve mayki' hep oradayız!  Unutmadan Bu gece 'cover gecesi' en güzel coverlar sizinle buluşmayı bekliyor.

Sonra;
10.sınıftayken tesadüfen hayatıma giren ve 2-2.5 senemi neredeyse birlikte geçirdiğim en başından beri benim için hep özel olarak kalmasını istediğim insan da gelmiş memlekete.İtiraf etmeliyim ki onu her gördüğümde "vay be ne günlerdi" deyip istisnasız her seferinde tebessüm etmekten kendimi alamıyorum.Son zamanlarda çok aklıma düşüp acaba iyi mi diye merak etsem de iyi olduğunu ümit ediyorum bunu da sizinle paylaşmayı eksik etmiyorum :)

Sonra;
Üniversiten tanıdığım kısa zamanda bir çok anlam yüklediğim minnak yarim Fulya Ergin'e kocaman öpücüklerimi iletiyorum! 1 ay 3 gündür benim her türlü yanımda olan , arayan , moralimi hep düzelten , beni bulutların üzerine çıkaran ve ne olursa olsun yanımda olacağından emin olduğum nadir insanlardandır kendisi.. Uzun zaman sonra Asya hatunumla da telefon konuşması yapmış bulunmaktayım.Stajını tamamlamış olmakla beraber kumburgazda buluşma ve ayrı kaldığımız günlerin acısını çıkarmak üzere sözleştik.Ne de olsa hep beraberken hayata 'yeni'den bakmayı seviyoruz! Nasıl özlemişim onları. İyiki hayatımdalar :)

Sonra;
Keşke daha önce tanısaydım dediğim ve onun sayesinde önyargının kötü birşey olduğunu anladığım 'Asutay Turan' artık 'İstanbul Üniversitesi' öğrencisi.. Kıbrıs da çok zor bir sene geçirdikten sonra sonunda hayallerine kavuşması beni fazlasıyla mutlu etti.Her ne kadar ayrı ayrı takılsakta artık aynı şehirde olacağımızı bilmek içimi rahatlatıyor.

Dipnotlara gelince;
1.Yaklaşık 7.5-8 saat sonra tercih sonuçları açıklanacakken ösym'nin saat 15.00da tercih açıklaması ayrı bir olay.İlk duyduğumda oha daha geç açıklasaymış tepkisini versem de bu sene yaptığı bi ton olaydan sonra şaşırmadım.Tercih sonuçlarını 4 gözle beklediğim Betül,Zeynep,Osman ve muhtemelen adını unuttuğum kişilerin istedikleri yerde olmalarını ümit ediyorum.
2.Yapı Kredi'den bir daha kredi kartı alan başvuru yapan ya da herhangi bi olaya girişen en adi.. !
3.İstanbul Üniversitesinin kayıt yenilemesi,ders alması,harç yatırılması olaylarında ne kadar skko bi okul olduğunu tekrar anlamış bulunmaktayım(özür dilerim).
4.Ayşe Özyılmazel son zamanlarda fazla tepki toplasa da hatun güzel şarkı söylüyomuşta haberim yokmuş. Saatlerce farkında olmadan "arabesk" dinlemekle beraber 'orhan baba yardım ettttttt ! ' demekten kendimi alamıyorum.
5.Akp'nin 10.yılı kutlu olsun. Kutlamalar başlasın ! Şehit sayısı gün geçtikçe artıyor.
Siirtten 2 şehit haberi daha geldi.
Askeri helikopter düştü 1 yüzbaşı şehit.
6.Facebookta açılan 'atabook' vb. gruplar insanın kanını donduruyor ve sinir bozuyor. Şikayet etmeyi unutmayın.
7.RTE'nin 'ramazan sabrı' bitmek üzereymiş. Zahmet olacak.. Kaç tane ailenin ocağı söndü senin haberin varmı ?Allah hepsine sabır versin.
http://video.mynet.com/komando19051905/Ailelere-Boyle-Veriliyor-SEHIT-Haberi/598642/



10 Ağustos 2011 Çarşamba

Geldikleri gibi gittiler.

Kapı açılır.
-Hoşgeldiniz.(yapmacık bir gülümseme)
-Hoşbulduk kızım.
-Buyrun böyle geçin.
-...
-Nasılsın yavrum?
-Teşekkür ederim.Siz ?
-Bizde iyiyim kızım sağol.
(Anneye,teyzeye ve yengeye de aynı sorular yöneltilir)
Annemle konuşmaya başlarlar.
Ve mutfağa doğru yol alırım. Garip bir duygu. Kahve fincanları çıkar , orta şeker tadında ..
***
Gelecekleri saat yaklaştıkça farklı bir duyguya kapılıyordum.Ben bu olayı sadece tek bir aileye insana yönelik düşlerken tanımadığım insanlarında benim üzerimden hayaller kurması rahatsız ediyordu beni.
Siyah bir elbise giydim,saçlarımı açık bıraktım kenarlardan ufak tokalarla topladım,hafif bir makyaj makyaj dediğimde sadece dudaklarıma bir parlatıcı,topuklu ayakkabılar. 
Kime neden güzel gözükmeye çalıştığım hakkında bir fikrim yoktu daha doğrusu neden hazırlanıyorum ki ben ? diye defalarca kendime sorular sordum. Ama göstermelikte olsa yapmam gereken şeyler vardı.
Hayatımda ilk defa gördüğüm insanların karşısında avaz avaz bağırmak yerine en fazla verebildiğim tepki hafif bir tebessümdü.Aslen buralı ama Ankara da yaşadıklarını anlatmakla başladılar. Sonra oğlunun ne iş yaptığını falan .. İlgilenmediğim belli olmasın diye arada bir gözlerine bakıyorum kafamı sallıyorum yine ufak tebessümler..
Topuklularla kahve servisi yapmak zor iş.
Kahveler içilirken gelecek planlarımı sormalarıyla tam bir kariyer meraklısı olduğumu anlatmaya çalıştım. Mezun olduktan hemen sonra yurtdışına gitmek orada kalmak vs.. Tabi ayıp olur diye kadınlara "aslında benim burada görmek istediğim ya da bu kahveleri yapacağım insanlar asla siz değilsiniz ! " demek yerine şuan daha 20yaşında olduğumu,böyle bir planım olmadığını nazikçe klasik bahaneler sunarak malum isteklerini duymadan onları reddettim.
Aklımdan geçen tek bir düşünce vardı;
"Ben her şeyi sadece tek bir insanla,ilk ve son olacak insanla isterken içinde bulunduğum ortamda ne?. Uyandığımda günaydın 'sol yanım' diyeceğim insan bu değil. Avuç içlerini öpeceğim insan bu değil. Boynuna yüzümü koyacağım insan bu değil.." Ve daha neler geçti aklımdan .. 
Bunlar aklımdan geçerken annemle neler konuştular hiçbirini duymadım. Ama gerekirse okulumun bitmesini bekleyeceklerini beni gerçekten kızları olarak  görmek istediklerinden bahsediyorlardı. 
Kapıya yöneldiklerinde ellerini öpüp tekrar tebessüm ettim.. O elbiseden , ayakkabılardan kurtulup bir an önce kendimi balkona atıp gökyüzüne baktım.. 
4 gece üstüste yıldızların kaymasıyla tuttuğum dileklere bir yenisi daha ekledim..

3 Ağustos 2011 Çarşamba

Salaklık bende,bizde.

Evet.
Herkesin yaptığı bir hatadan bende nasibimi alıyorum her seferinde.
Hayatıma gireli çok kısa bir zaman olmasına rağmen bi haller bi edalar bi aman üzülmesin tripleri. 
Kafama sıkayım ! 
Rest çekmek bazı insanlar için kolay yeri geldiğinde benim içinde öyle oluyor. Ama şuan aynı şeyi söylemem mümkün değil.
Bunun tek sorumlusu yine o insanlar.Başta kendilerini çok iyi bir insan sıfatına yerleştirip sonradan işler beklediğiniz gibi gitmeyince de bocalayan yine biz oluyoruz.

Neden olmasın? Neden olmuyo? Ya üzülürse ya kırılırsa ya incinirse. Ölse umurunuzda olmayacak bir insan için bu kadar iç ses çatışması yaşamak fazla saçma olsa da oluyo işte.
Yanlış olan-yapılan herşeyin farkında olup bunları ısrarla tekrar eden biz insanlar bu konuda ne zaman kendi açımızdan olaylara bakabiliriz bilmiyorum ama fazla uzun sürmesin lütfen.