Hakkımda

Fotoğrafım
İstanbul
Tesadüfen yazdığım bir bölümde okumaya başladıktan sonra hayatımın değiştiğinin farkındayım.Hala yüzme bilmiyorum ve mesleğimi sevmiyorum.Daha ilk seneden okulumu uzatmayı başardım ve bundan rahatsızlık duymuyorum.İstanbula aşığım.Fransızcayı da her zaman seksi buldum.

26 Eylül 2011 Pazartesi

Öyleyken Böyle.

-Yeni eğitim öğretim hayatına merhaba demişken aslında geçen sene yaşadığım zorlukları yalnızlığı can sıkıntısı peşimi bırakır zannetmiştim. Ama fazlasıyla yanıldığımı gördüm.. Neyse ..
-8 Eylülde İstanbul'a adımı atar atmaz özlediğim insanların yanına koştum. Beraber günlerce vakit geçirmenin yanında eğlenmeyi,gülüp söylemeyi,ağlamayı ihmal etmedik.Uzun bir aradan sonra kız kıza eğlenmenin bize ne kadar iyi geldiğini ve istediğimiz zaman aslında neler yapabildiğimizi aynı zamanda bize gülmenin ne kadar yakıştığını farkettik.
-Okulla ilgili problemler gitgide büyüdü.. Sabahtan akşama kadar uğraşmak zorunda kalsam da canıma tak etsede hallettiğim an üzerimden büyük bir yük kalktığını itiraf etmem gerek.Erzincanda yaşamaya başladığım problemleri yanımda olan insanlarla atlattım ve ne kadar şanslı olduğumu anlamam için böyle problem yaşamış olmamayı dilerdim ama rahata kavuşmak ayrı bir duygu.
-Ne kadar bazı gerçeklerden kaçarsam kaçayım illa ki yüzleşmek zorunda olduğum herşeye katlanabiliyorum artık. Eskisi kadar yıpratmadığını bu durumlara alışmış olduğumı görsemde yine de can sıkıcı olduğunu söyleyebilirim.Yeni insanlarla tanışıp yeni hayatlara dahil olmak güzel ama yorucu. İstediğim şeyin artık düzenli bir hayat olduğunu biliyorum.Bunun için çabalayıp çabalamadığımı tam olarak bilmesemde ne istediğimi artık iyi biliyorum..
-Eski dostlar özlenebiliyor.. Aradan aylar geçsede yine de seninle olabilecek insanların varlığından emin olmak ve hayallerinde onlarada yer vermek güzel. O yüzden başta yerlivodkavişne ve diğerleri.. İyi ki varsınız.
-Hayatında olmasından zevk aldığın insanlarla yeni yerler keşfetmenin güzelliğini tatmış bulunmaktayım uzun süre sonra. 
bkz.Çorlulu Ali Paşa Medresesi,Rumeli Kavağı ..
-Tuttuğun takıma destek olmak,gurur duymak ya da içinde yarattığı duygunun güzelliği anlatılmaz ama mutluluğuna mutluluk kattığı kesin. 
-Kendinle ilgili olayların senin elinde olmayan şekilde ilerlemesi ya da istemediğin sonuçlar doğurması can sıksada bir süre sonra umursamadığını görüyorsun.
-Hiç bilmediğin,görmediğin,tanımadığın insanların sana karşı iyi duygular beslediğini bilmek kendini iyi hissetmene neden olabiliyor.
-Bazen hiç kimsenin telefonları açmayarak kendi başına kalmak isteyebiliyorsun.
Yada
-180km hızla giden bir arabada hem korkuyu hem heyecanı yaşayıp hem de en sevdiğin şarkılardan birine eşlik edebiliyorsun.
-Yaşadığın,yaptığın hiçbir şeyden pişmanlık duymayarak hayatın sana aslında bi taraflarıyla gülüyor olmasını kabul edeibliyorsun.
-Tırnaklarına gizlice farklı farklı renk renk ojeler sürüp bulunduğun mağazadan kaçabiliyorsun.
-Koskocaman bir yük gemisi görüp nasıl batmıyo be bu ?! diye tepki verebiliyorsun.
-Hiç tanımadığın insanlarla bir sene aynı odada kalma fikri hoşuna gitmeyebiliyor.
-Çamaşır makinesinin düzgün çalışıp çalışmadığını test etmek için başında dakikalarca dikilip o dönen zımbırtıyı takip etmek zorunda kalabiliyorsun.
-Elma aromalı nargile bir anda vazgeçilmeniz olabiliyor.
-İnsanların kendilerince etraftakileri kandırdığını zannetmesini gülerek seyredebiliyorsun.
-Peşpeşe 10+ defa aynı şarkıyı dinleyip,her dinlediğinde aynı zevki yaşayabiliyorsun.
-Yine Yazı Bekleriz dinlediğimde ise gözlerimin dolmasına artık tebessüm edebiliyorum .. 
Hiç beklemediğim bir anda hayatıma giren insanları,yaşadığım an'ları,bi kaç metrekarelik odamı,kremalı mantar soslu makarnayı,kent switch'i,istanbul'u seviyorum.
Bir de 8.30da olan dersim umurumda bile değil.


2 Eylül 2011 Cuma

Beklentiler Sadece Üzer(miş)


Kendinizi mutlu zannettiğiniz şehirde mutsuz olabilirsiniz.
Aslında herşeyin mükemmel olduğu tatil döneminizde birden ağlayabilirsiniz.
İnsanlar yüzünden sizin için çok özel birisini kaybetme noktasına gelebilirsiniz.
Tırnaklarınıza renk renk çatlayan oje sürüp bundan zevk alabilirsiniz.
500+ lira bir telefon faturanız olmasına rağmen hayatta bunun en ufak problem olduğunu düşünebilirsiniz.
Çok zaman sonra karşılaştığınız dostunuzla konuşmaya doymadığınız anlar yaşayabilirsiniz.
Eski günleri özleyebilirsiniz.
Yaptıklarından,yaşadıklarından asla pişman olma mantığıyla yaşayıp-yaşadığını sanıp kendinizi bir yerden sonra kesme noktasınada gelebilirsiniz.
Aslında kimseyle uğraşacak durumda değilken sabrınızın sınırlarını zorlamak zorunda kalabilirsiniz.
Ablanızla aynı evde yaşamak istemeyebilirsiniz.
Kendi evinizde artık bir yabancıdan farkınız olmadığını hissedebilirsiniz.
8 ayı geride bıraktığınızı farkedip derin bir iç çekebilirsiniz.
Sizin için bu zamana kadar en özel olan eski sevgilinizle yaşadığınız düzgün ilişkiyi özleyebilirsiniz.
Hayatınıza yeni insanlar almaya çalışıp bunun aslında hiçbir şeye değmeyeceğini farkedebilirsiniz.
Canınızın sıkıldığı an bi kozmetik mağazısına girip çaktırmadan tırnaklarınıza renk renk ojeler sürüp oradan uzaklaşabilirsiniz.
Başka birisine aşık olmaya çalışabilirsiniz -ki sonu her zaman hüsran olur-
Dünya umurumda değil tribine girip kendinizi dağıtabilirsiniz.
Alışverişe ya da kuaföre gidip kendinizi iyi hissettiğinizi zannedip ama bunun koca bir yalan olduğunu itiraf etmekte zorlanabilirsiniz.
Okuduğunuz okuldan memnun olmayabilirsiniz.
İlk yazdığınız twitten en sona kadar şöyle bir baktığınız da aslında sadece muhabbet için kullandığınızı yine de Açık açık aklınızdan ne geçtiğini yazmamış olduğunuzu görebilirsiniz.
..ha birde senin aklından geçenleri zaten başkaları yazmışsa retweet yapıp kolaya kaçabilirsiniz.
Hayallerinizin içinde okuduğunuz bölüme dair tek bir kırıntı olmayabilir.
Hala onu çok özlüyor da olabilirsiniz.
Dğruyu söylemek varken sırf karşında ki insanın kandırılmak istediğini farkediğ yalanlar söylebilirsiniz.
'sanki onunla çok mutluymuşsun gibi,seviyormuşsun gibi,özlüyormuşsun gibi'yapabilirsin.ve bunları yaparken zerre zorlanmayadabilirsin.
Zamanında senin hakkında atıp tutan insanlar senden yardım isteyebilir ve sen bunu yapmak zorunda kalabilirsin.

Sonsuza kadar devam edebilecek kadar -iniz'le biten cümleler kurabilirim.Hayatımda ki her şey yine tüm dengesizliğiyle devam ederken seneler sonra yaşadığım en güzel 8 günün -bi ara ağlamamı ve migrenimi saymazsak- üzerimde yarattığı iyi ruh halini kaybetmemeye çalışıyorum.Eğer eskiye dönersem kendimi inci capslerine yeniden bakıp kahkalar atarken bulabilirim ki bu hiç iyi olmaz.
Kavak Yellerinin bitmesinden dolayı mutluyum-aslında neden mutluysam izlemiyodum ama olsun-. Her yaz Doktorlar izlediğimde aynı cümleleri kurmaktan sıkılmıyorum.
bkz.Bu Kutsiye -kadın ismi gibi oldu- doktor olmak çok yakışıyor.
Arslan tam bir estetik cerrahı gibi.
Şu Ayla da ne orospu kadın.
Ela da ota boka terketmese Levent'i olmaz .
vs.
Sonra itiraf etmem gerekiyo ki 'küçük sırlar'ın finalinde gözlerim doldu ya da ağlayasım var.
İstanbula gitmeme günler kala bu sözde iyi gidişatı ve anlık mutlulukları bozmamam gerekiyor galiba.
Hem , hayat benim! her anımı yaşadıkça sevesim var.hayat benim! her anımı yaşadıkça sevesim var.aldırmam hiç yağmurlara benim güzel 'hatalarım var'