Hakkımda

Fotoğrafım
İstanbul
Tesadüfen yazdığım bir bölümde okumaya başladıktan sonra hayatımın değiştiğinin farkındayım.Hala yüzme bilmiyorum ve mesleğimi sevmiyorum.Daha ilk seneden okulumu uzatmayı başardım ve bundan rahatsızlık duymuyorum.İstanbula aşığım.Fransızcayı da her zaman seksi buldum.

2 Eylül 2011 Cuma

Beklentiler Sadece Üzer(miş)


Kendinizi mutlu zannettiğiniz şehirde mutsuz olabilirsiniz.
Aslında herşeyin mükemmel olduğu tatil döneminizde birden ağlayabilirsiniz.
İnsanlar yüzünden sizin için çok özel birisini kaybetme noktasına gelebilirsiniz.
Tırnaklarınıza renk renk çatlayan oje sürüp bundan zevk alabilirsiniz.
500+ lira bir telefon faturanız olmasına rağmen hayatta bunun en ufak problem olduğunu düşünebilirsiniz.
Çok zaman sonra karşılaştığınız dostunuzla konuşmaya doymadığınız anlar yaşayabilirsiniz.
Eski günleri özleyebilirsiniz.
Yaptıklarından,yaşadıklarından asla pişman olma mantığıyla yaşayıp-yaşadığını sanıp kendinizi bir yerden sonra kesme noktasınada gelebilirsiniz.
Aslında kimseyle uğraşacak durumda değilken sabrınızın sınırlarını zorlamak zorunda kalabilirsiniz.
Ablanızla aynı evde yaşamak istemeyebilirsiniz.
Kendi evinizde artık bir yabancıdan farkınız olmadığını hissedebilirsiniz.
8 ayı geride bıraktığınızı farkedip derin bir iç çekebilirsiniz.
Sizin için bu zamana kadar en özel olan eski sevgilinizle yaşadığınız düzgün ilişkiyi özleyebilirsiniz.
Hayatınıza yeni insanlar almaya çalışıp bunun aslında hiçbir şeye değmeyeceğini farkedebilirsiniz.
Canınızın sıkıldığı an bi kozmetik mağazısına girip çaktırmadan tırnaklarınıza renk renk ojeler sürüp oradan uzaklaşabilirsiniz.
Başka birisine aşık olmaya çalışabilirsiniz -ki sonu her zaman hüsran olur-
Dünya umurumda değil tribine girip kendinizi dağıtabilirsiniz.
Alışverişe ya da kuaföre gidip kendinizi iyi hissettiğinizi zannedip ama bunun koca bir yalan olduğunu itiraf etmekte zorlanabilirsiniz.
Okuduğunuz okuldan memnun olmayabilirsiniz.
İlk yazdığınız twitten en sona kadar şöyle bir baktığınız da aslında sadece muhabbet için kullandığınızı yine de Açık açık aklınızdan ne geçtiğini yazmamış olduğunuzu görebilirsiniz.
..ha birde senin aklından geçenleri zaten başkaları yazmışsa retweet yapıp kolaya kaçabilirsiniz.
Hayallerinizin içinde okuduğunuz bölüme dair tek bir kırıntı olmayabilir.
Hala onu çok özlüyor da olabilirsiniz.
Dğruyu söylemek varken sırf karşında ki insanın kandırılmak istediğini farkediğ yalanlar söylebilirsiniz.
'sanki onunla çok mutluymuşsun gibi,seviyormuşsun gibi,özlüyormuşsun gibi'yapabilirsin.ve bunları yaparken zerre zorlanmayadabilirsin.
Zamanında senin hakkında atıp tutan insanlar senden yardım isteyebilir ve sen bunu yapmak zorunda kalabilirsin.

Sonsuza kadar devam edebilecek kadar -iniz'le biten cümleler kurabilirim.Hayatımda ki her şey yine tüm dengesizliğiyle devam ederken seneler sonra yaşadığım en güzel 8 günün -bi ara ağlamamı ve migrenimi saymazsak- üzerimde yarattığı iyi ruh halini kaybetmemeye çalışıyorum.Eğer eskiye dönersem kendimi inci capslerine yeniden bakıp kahkalar atarken bulabilirim ki bu hiç iyi olmaz.
Kavak Yellerinin bitmesinden dolayı mutluyum-aslında neden mutluysam izlemiyodum ama olsun-. Her yaz Doktorlar izlediğimde aynı cümleleri kurmaktan sıkılmıyorum.
bkz.Bu Kutsiye -kadın ismi gibi oldu- doktor olmak çok yakışıyor.
Arslan tam bir estetik cerrahı gibi.
Şu Ayla da ne orospu kadın.
Ela da ota boka terketmese Levent'i olmaz .
vs.
Sonra itiraf etmem gerekiyo ki 'küçük sırlar'ın finalinde gözlerim doldu ya da ağlayasım var.
İstanbula gitmeme günler kala bu sözde iyi gidişatı ve anlık mutlulukları bozmamam gerekiyor galiba.
Hem , hayat benim! her anımı yaşadıkça sevesim var.hayat benim! her anımı yaşadıkça sevesim var.aldırmam hiç yağmurlara benim güzel 'hatalarım var'

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder